VAN KALESİ
Van il merkezinin sınırları içerisinde olup, merkeze 5 km mesafede bulunmaktadır.
Van ovasındaki doğu-batı doğrultusunda uzanan kaya kütlesi üzerine kurulmuştur. Kayalık, 20-120 m arasında değişen genişlikte, 1800 m uzunluğunda ve 100 m. yüksekliğinde doğal bir kütleye sahiptir. Güneyden sarp ve dik, kuzeyden meyilli topografik bir özellik göstermektedir. Üç bölümlü kalenin kuzeydeki çıkış yolu, batıdan doğuya doğru hafif rampa şeklindedir.
Tuşpa adıyla uzun süre Urartu Devleti'nin başkentliğini yapan kale, Urartu kralı I. Sarduri tarafından M.Ö. 840-825 tarihleri arasında kurulmuştur.
Kalede Urartular'dan kalma Madır (Sardur) Burcu, Analı-Kız açık hava tapınağı, 1. Argişti, Kurucular, Menua ve II. Sarduri kaya mezarları, Bin Merdivenler ile ana kayaya oyulmuş sur duvar yatakları ve sur duvarları bulunmaktadır.
Kalede Urartular'dan sonra Osmanlı'ya kadar Pers yazıtı dışında herhangi bir kalıntı gelmemiştir. Doğu tarafindaki sur ve kuleler, kuzey batıya bakan kale giriş kapısı, tahkimat ve diger beden duvarları, Yukarı Kale, Süleyman Han Cami ve minaresi ile askeri amaçlı kerpiç ve taştan çeşitli yapılar, Osmanlı döneminden kalmadır. Tahkimatı sağlayan beden duvarları, burçlar ve kuleler moloz taş, kerpiç ile kesme taş malzeme ile yapılmıştır. Bu duvar ve tahkimatlar kuzeyden kalenin siluetini oluşturmaktadır.
Osmanlı döneminde kale tamamen askeri amaçlı olarak kullanılmıştır. Asıl şehir kalenin güneyinde kurulmuştur. Burası da surlarla çevrilmiş. 1915’ten sonraki tahrip olmuş haliyle günümüze ulaşmıştır.
CAVUŞTEPE KALESİ
Van'ın Gürpınar İlçesi’ne bağlı Çavuştepe Köyü’nde yer almaktadır. Van'a 25 km, Gürpınar ilçe merkezine 10 km mesafede, Van-Hakkari karayolunun hemen güney tarafında bulunmaktadır.
Bol Dağı silsilesinin batı ucunda kurulmuş olan kale, aşağı ve yukarı kalelerden oluşmaktadır. Kale, II. Sarduri tarafından M.Ö. 764-734 ta-rihleri arasında yaptırılmıştır. Kurucusuna izafeten kale, Sardur'un şehri anlamında "Sardurihinili" olarak adlandırılmaktadır. Burası İ.Ü. Edebiyat Fakültesi'nden Prof. Dr. Arif Erzen tarafından 1961-1986 yılları arasında yürütülen kazılar sonucunda ortaya çıkarılmıştır.
Yukarı kale, aşağı kaleden 30 m yükseğe kurulmuştur. İçerisinde Haldi tapınağı ile bir açık hava tapınağı bulunmaktadır. Etrafında iri blok taşlarla örülmüş surları mevcuttur.
Aşağı Kale, tepenin sırtında 800 m uzunluğunda bir alanı kaplamaktadır. İki tarafta uç kale yöntemiyle yapılmış surları dikkat çekmektedir. Düzgün kesilmiş kalker bloklarıyla inşa edilmiş surları, doğrudan ana kayaya oturmaktadır. Doğudan batıya doğru sıralanan ahır yapıları, depo binaları, tapınak, saray binaları ve sarnıçlardan oluşmaktadır. Tanrı İrmuşini adına inşa edilmiş tapınak üzerinde çivi yazılı kitabesi bulunmaktadır. Rizalitli kule tipli tapınaklar grubunda önemli bir yapıdır. Doğu tarafında kapısı ve bazalt taşlarından cephesi bulunmaktadır.
Kalenin diğer önemli yapılarını anakayaya oyulmuş sarnıçlar, saray ve depo binaları teşkil etmektedir.
HOŞAP KALESİ
Van'ın Gürpınar ilçesinde, Van-Hakkari karayolu üzerindeki Hoşap(Güzelsu)'da yer almaktadır. Hoşap, Van'a 60 km, Gürpınar ilçe merkezine ise 40 km uzaklıkta bulunmaktadır.
Hoşap Suyu’nun kuzeybatısında sarp ve dik bir kaya kütlesi üzerine kurulan kale, iç kale ile bunun kuzeyindeki dış kaleden oluşmaktadır.
Geçmişi itibariyle Urartu Devletine kadar uzanan kale, Osmanlı Devleti'ne tabi Mahmudi Beyleri'nin yaptırdığı şekliyle günümüze ulaşmıştır. İç ka¬le giriş kapısı üzerindeki kitabesine göre Mahmudi Süleyman Bey tarafından, H. 1052 (1643) tarihinde yaptırılmıştır.
Dış kale surları arazinin yapısına göre şekillenmiş doğu, kuzey ve batıdan dolanan surlarla çevrelenmiştir. Doğu surları kısmen, batıdakiler ise büyük ölçüde yıkılmış durumdadır. Surları destekleyen burçlardan bazıları günümüze gelmiş, ayrıca doğu ve batıdaki kapıları tamamen yıkılmıştır. Dış kalenin ku¬zeydoğusunda bir gözetleme kulesi yer almaktadır. İçerisinde bugün bir cami kalıntısı ile köy evleri mevcuttur.
İç kale, güneyden sarp, kuzeyden eğimli bir kütle üzerine kurulmuştur. Kuzey, doğu ve batıdan kale beden duvarları, burç, ve kulelerle tahkim edilmiş, kuzeydoğuya ikinci bir tahkimat yapılmıştır.
Kaleye, kuzey tarafta, ortaya yakın bir yerde bulunan giriş burcuna açılmış bir kapı vasıtasıyla girilmektedir. Taç kapı şeklinde düzenlenmiş burcun batı cephesinde kitabe, kör pencere ve aslan kabartmaları belirli bir hareketlilik sağlamaktadır. Ayrıca orijinal demir kapı kanatları hala işlevini sürdürmektedir.
İçerisinde Mahmudi Sarayı olarak nitelenen kompleks yapılar yer almaktadır. Bunlar kalenin güney tarafında sıralanmaktadır. En üst ve doğu kesimde seyir köşkü, bunun hemen batısında harem ve en batı uçta da selamlık yer almaktadır. Mescid, zindan, fırın ve sarnıç iç kalenin diğer yapılarıdır.
XIX. yüzyıl ortalarında terkedilmiş olan kale, içerisindeki yapılarıyla günümüze büyük ölçüde sağlam olarak gelmiştir. Bu nedenle bölgenin dikkat çeken sembol yapılarından birisidir.
AYANİS KALESİ
|
Van'a 35 km. mesafedeki Ayanıs Köyü’nün kuzeybatısında bir tepe üzerine kurulmuştur. Doğu-batı doğrultusunda uzanan tepe, 150 m genişliğinde, 400 m uzunluğunda, Van Gölü'nden 250 m yüksekliktedir. Kale'de 1989'dan itibaren E.Ü. Ede¬biyat Fakültesi Önasya Arkeolojisi Bölümü'nden Prof. Dr. A. Çilingiroğlu başkanlığında bir ekip tara¬fından kazılar yürütülmektedir. Kazılar sonucu elde edilen mimari ve diğer küçük buluntular sayesinde kaleyi tanımlamak mümkün olmuştur. Bulunan çivi yazılı kitabesine göre, kale Argişti'nin oğlu Rusa tarafından M.Ö. 645-643 tarihleri arasında yaptırılmıştır. İki sur duvarıyla çevrelenmiş kalenin güneyinde giriş kapısı bulunmaktadır. Burada sur duvarları andezit taşı ile diğer kısımlarda kalker taşıyla örülmüştür. Üst kesimde payeli salon ve tapınak önemli bir yer tutmaktadır. Kapısı batıya bakan rizalitli tapı¬nak diğerleri ile benzer özellikler taşımaktadır. Güneybatı kesiminde ise, birbiri ile bağlantı içerisinde küplerin yer aldığı, çok sayıda depo binası bulunmuştur.
Kale, mimarisi ve küçük buluntuları yanında Urartu tarihinin son safhalarını aydınlatması açısından önem taşımaktadır. |
TOPRAKKALE
Van il merkezinin kuzeydoğusunda Zimzim dağları silsilesine bağlı kayalık bir tepe üzerinde yer almaktadır. Kuzey - güney doğrultusundaki 400 m uzunluğunda, 60-70 m genişliğinde ve 200 m yüksekliğinde bir kayalığa oturan kale, Van'a hakim konumdadır. Kale Urartu kralı II. Rusa tarafından M.Ö. 685-645 tarihleri arasında yaptırılmıştır. Burası Tuşpa'dan sonra Urartu Krallığı'nın ikinci idare merkezi durumundadır.
Kalede yabancı ve yerli araştırmacılar tarafın¬dan kazılar yapılmıştır. Özellikle yabancıların yaptığı kazılarda elde edilen buluntular yurt dışına kaçırılmıştır.
Mimari olarak kayaya oyulmuş bir sarnıç, açık hava tapınağı, kuzeydoğusunda Haldi tapınağı ve kerpiç duvar kalıntıları bulunmaktadır. Tapınak da yıkılmış olup, taşları etrafa dağılmış vaziyettedir.
Kale mimarisi yanında, çoğu yurtdışı müzelerinde bulunan fildişi ve madeni küçük eserleri ile dikkat çekmektedir.
AŞAĞI VE YUKARI ANZAF KALELERİ
Van'ın 10 km kuzeydoğusunda Van-Özalp karayolu yakınında yer almaktadır. Aşağı ve yukarı kalelerden oluşmaktadır. Her iki kale üzerinde 1991'den beri Prof. Dr. Oktay Belli tarafından kazılar yürütülmektedir.
Aşağı Kale, karayolunun hemen kuzeyinde Urmiye bölgesine giden askeri ve ticari yolu denetlemek üzere Urartu kralı İşpuini (M.Ö 850-810) tara¬fından yaptırılmıştır.
Dikdörtgen planlı kalenin etrafını kyklopik yöntemle yapılmış surlar çevrelemektedir.Duvarlar, iri taş blokları ile gerçekleştirilmiştir. Güney kesimi yol yapımı sırasında tahrip görmüştür. Giriş bu kesimden merdivenlerle sağlanmaktadır. İçerisinde önemli bir mimari kalıntı mevcut değildir.
Yukarı Kale, Aşağı Kale’nin 600-700 m güneyinde, yüksek bir kayalık tepe üzerine kurulmuştur. Burası Menua döneminde M.Ö. 810-786 tarihleri arasında yapılmıştır. Kalenin etrafı iri kalker blokları ile oluşturulmuş surlarla çevrilmiştir. Kale’nin iki girişi bulunmaktadır. Bunlardan güneydeki batı köşeye kaydırılmış ve kulelerle desteklenmiştir. Buradan tapınak ve saraya geçilmektedir. Diğeri kuzey tarafta olup, atölye ve depo binaları öteki mekanlara açılmaktadır. Tapınağın Tanrı Haldi adına yapılmış olduğu kitabesinden anlaşılmaktadır. Kalenin yaklaşık 150 m güneyinde aşağı şehrin temel kalıntıları mevcuttur. Yaklaşık 3 km2 lik bir alanı kaplayan şehir, Urartu sivil yerleşimini göstermesi açısından önemlidir.
DİĞER KALELER
Van ve çevresinde bunlardan başka küçüklü büyüklü bir çok kale daha bulunmaktadır. Bu kalelerden bir kısmı Urartu dönemine ait olup, diğerleri ortaçağ ve sonrasından kalmadır. Bunların başlıcalarını Aşağı ve Yukarı Zivistan Kalesi, Beyüzümü Kalesi, Çatak Kalesi, Hamurkesen (Zernek) Kalesi, Hişet Kalesi, Pizan (Örenkale) Kalesi, Kalecik, Zernaki Tepe Kalesi, Muradiye Kalesi, Albak (Başkale) Kalesi, Deliçay Kalesi, Yoncatepe Kalesi ve Müküs Kalesi teşkil etmektedir.
KİLİSELER
AKDAMAR KİLİSESİ
Gevaş İlçesi’nin sınırları dahindeki Akdamar Adası'nda yer almaktadır. Adanın güneydoğusuna kurulmuş olan kilise, Kutsal Haç adına Vaspurakan Kralı I. Gagik tarafından 915-921 yılları arasında Keşiş Manuel'e yaptırılmıştır. Kilisenin kuzeydoğusundaki şapel 1296-1336 tarihlerinde; batısındaki jamaton 1763 tarihinde; güneyindeki çan kulesi 18. yüzyıl sonlarında ilave edilmiştir. Kuzeyindeki şapelin ise, tarihi bilinmemektedir. İlk yapıldığında saray kilisesi olan yapı, sonradan manastır kilisesine dönüştürülmüştür. 2007 yılında geçirmiş olduğu restorasyon sonucunda Anıt Müze olarak hizmete girmiştir.
Kilise, mimarisi yanında dış cephelerindeki figürlü taş plastiği ile dikkat çekmektedir. Plan bakımından merkezi kubbeli, dört yapraklı yonca biçimli haç plana sahiptir. Orta mekan yüksek kasnaklı, içten kubbe, dıştan piramidal külahla örtülüdür. Kubbenin yüksek tutulması kilisedeki dikey etkiyi açıkça ortaya koy maktadır.
Kiliseye batı ve güneyden birer kapı vasıtasıyla girilmektedir. Kilisenin çevresi daha sonraki dönemlerde ilave edilen yapılarla kuşatılmıştır.
Kilisenin figürlü repertuarı oldukça zengindir. Bunun yanında İncil ve Tevrat'tan alınmış çeşitli sahneler bulunmaktadır. Yunus Peygamber’in denize atılması, Hz. Meryem ve kucağında İsa, Adem ile Havva'nın Cennet'ten kovulması, Hz. Davut ile Kral Goliat'ın mücadelesi, Samson Filistinli ikilisi, ateşte üç ibrani genci, Aslan ininde Daniel sahneleri bunların başlıcalarıdır. Batı cephede Kral Gagik'i kilise maketini sunarken gösteren bir sahne yer almaktadır. Dört yöndeki alınlıklarda İncil yazarları boydan tasvir edilmiştir. Bunlardan başka cephenin alt ve üst kesimlerinde, asma sarmaşığından oluşan kuşaklar dolanmaktadır. Bu kuşakların içlerinde çeşitli dünyevi sahneler işlenmiştir. Av sahneleri, çesitli hayvanlar, güreşçiler ve sarayla ilgili bir çok sahneye yer verilmiştir. Ayrıca doğu cephenin tam ortasında asma sarmaşığı bordürünün içerisinde Abbasi Halifesi Muktedir başı haleli, bağdaş kurmuş vaziyette bir elinde kadeh, diğer elinde üzüm tutar vaziyette, tasvir edilmiştir.
Dini ve dünyevi sahnelerden başka, hayvan figürleri yönünden de bir çesitlilik göze çarpmaktadır. Aralarda serbest biçimde, asma sarmaşıkları içerisin¬de ve çatıların alt kesimlerinde bu zengin hayvan figürlerini görmek mümkündür.
Manastır topluluğunun tarihi IX. yüzyıla kadar inmektedir. Daha sonra 1462'de yenilenen kilise, 1703'teki depremde zarar gördüğünden 1712-1720 tarihleri arasında tekrar onarım geçirmiştir.
Kilise, doğu-batı doğrultusunda dikdörtgen bir alana oturmaktadır. Ortadaki merkezi kubbe, batıdan iki serbest ayak ve doğudan apsis duvarına dayanan dört yöndeki kemerlerle taşınmaktadır. Doğudaki ap¬sis beş köşeli olup, iki yanında hücreler bulunmaktadır. Batı taraftaki haç kolunu örten kubbe ise, kaburgalı olarak düzenlenmiştir. Merkezi kubbe dışa yüksek kasnaklı piramidal bir külah şeklinde yansımıştır. Batı ve kuzey cepheye açılmış iki kapı vasıtasıyla giriş sağlanmaktadır. Bunlardan batıdaki portal şeklinde bir düzenleme göstermektedir. Kesme taş malzeme kilisenin tamamında kullanılmıştır.
Batı tarafına eklenen jamaton ise, kare planlı ve dokuz bölümlü olarak düzenlenmiştir. Bölümlerin üzeri aynalı çapraz tonozlarla örtülmüştür.
Batı cephesindeki dışa taşıntılı girişin üzeri çan kulesi olarak tertip edilmiştir. Alttaki kapı mukarnas kavsaralarıdır. Bu kısımda da yer yer iki renkli düzgün kesme taş malzeme görülmektedir.
Kilisenin içerisini de günümüzde büyük ölçüde bozulmuş olan freskler süslemektedir. Bu fresklerde genel olarak Hz. İsa ile ilgili konular işlenmiştir.
Düzgün kesme taş malzemeyle inşa edilen yapıda, dış cepheleri süsleyen mimari plastik, kiliseye etkin bir görünüm kazandırmaktadır. Abbasi yoluyla Orta Asya Türk sanatı etkilerini de üzerinde barındırması önemini arttırmaktadır.
|
ÇARPANAK KİLİSESİ
Kilisenin bulunduğu ada, Van merkeze baglı Dibekdüzü Köyü mevkiindedir. Adanın kuzey tarafında kurulmuş olan Ctouts manastır kompleksi St. Jean'a atfedilen bir kilise ile batısındaki jamaton ve kuzeydoğusundaki şapelden meydana gelmektedir. |
ADIR KİLİSESİ
Ada, Van merkeze bağlı Yaylıkaya Köyü Döşeme Mezrası sınırları içerisinde yer almaktadır. Adanın güney tarafında kurulmuş olan Lim Manastırı; St. Georges kilisesi, St. Sion şapeli, jamaton ve diğer binalardan meydana gelmiştir. Günümüzde St. Georges Kilise'nin büyük bir kısmı yıkılmış olup, jamaton ve şapel mevcuttur.
Manastır 1305 yılında yapılmıştır. Daha sonra 1621 yılında Aziz Georges Kilisesi, 1766 yılında ise, jamaton ve şapel eklenmiştir. Bugün yıkılmış olan kilisenin eski çizimlerden haç planlı olduğu görülmektedir. Batı tarafında sağlam kalan jamaton kare planlı ve dokuz bölümlüdür.
Her bir bölümün üzeri kubbelerle örtülüdür. Bu kısım ve yıkılmış olan kilise bölümünde düzgün kesme taş malzeme kullanılmıştır. Batı cephesinde iki sıra mukarnas dizisiyle oluşturulmuş sivri kemerli kapı, belirli bir hareketlilik sağlamaktadır.
YEDİ KİLİSE
Erek Dağı'nın eteklerinde kurulmuş olan bu manastır, bugün Van Merkeze baglı, Yukarı Bakraçlı Köyü’nde yer almaktadır.
Tamamı Warak Wank Manastırı olarak adlandırılan yapı, aslında anıldığı gibi yedi adet kilise olmayıp iki grup halinde beş kilise, kiliseye eklenen bir Jamatun, bir kütüphane ve bir çan kulesinden oluşmaktadır. Manastırı teşkil eden kiliselerin en eskisi St. Sophia kilisesidir. 8. yüzyılda inşa edilmiş olup, sadece apsisi mevcuttur. İkincisi bunun kuzey duvarına bitişik inşa edilmiş ve günümüzde yıkık olan St. John Kilisesi’dir. Bu ikisi yapıların birinci grubunu teşkil etmektedir.
Günümüze kadar ulaşan ikinci grup yapıların çekirdeğini 1003-1021 tarihleri arasında inşa edilen Kutsal Meryem Ana Kilisesi oluşturmaktadır. Dıştan doğu-batı doğrultusunda dikdörtgen planlı yapı, içten dörtlü yonca yaprağı planlı olarak yapılmıştır. Merkezi planlı kilisenin kubbesi yıkılmış vaziyettedir. İç mekanı dört yöne açılmış, yarım daire planlı nişlerle, köşelere yerleştirilmiş odalar oluşturmaktadır. Buraya, sonradan eklenen jamatondan geçilen batı cephenin ortasındaki bir portalle girilmektedir. Kapı dıştan içe doğru kademelenme yapan çeşitli silme ve bordürlerle çerçevelenmiştir. Çerçeve, sivri kemerli olarak kapıyı kuşatmaktadır. Burası zengin bir süsleme anlayışı ile tertip edilmiştir. Mukarnaslar, rumiler, haç motifleri ve kaval silmeler bu hareketliliği arttırıcı unsurlardır.
Kilisenin batısına 1648 yılında eklenmiş olan jamaton kare planlı ve dokuz bölümlüdür. Sivri kemerlerle birbirinden ayrılmış bölümlerin herbiri kubbeyle örtülmüştür. Bununla batı cephesinde yer alan portal dikkat çekicidir. Kapı sivri kemer formunda mukarnaslı, kaval ve oluk silmelerle teşkil edilmiştir. Ortasında basık kemerli bir kapı açıklığı mevcuttur. Ayrıca jamaton içerisinde duvar ve payeler fresklerle süslenmiştir.
Kilise ve jamatonda düzgün kesme taş malzeme, portallerde mermer, örtüde tuğla, içerisindeki niş ve diğer mimari unsurlarda iki renkli taşlar kullanılmıştır.
Bu grubun bir diğer yapısı ise günümüzde yıkılmış bulunan St. Seal şapelidir. Kutsal Meryem Ana kilisesinin kuzeybatısına bitişik olarak yapılmış ve kiliseden bir koridorla geçilmekteydi.
Jamatonun kuzeyindeki Kutsal Haç Kilisesi, 1817'de eklenmiştir. Doğu-batı doğrultusunda uzanan tek nefli bir yapıdır. Malzeme olarak kaba yonu taşlar kullanılmıştır.
Diğer bir yapı ise, jamatonun güney duvarına 1849 yılında eklenmiş olan St. Sion Kilisesi’dir. Bu da dikdörtgen planlı ve tek bölümdür. Üzeri doğu-batı doğrultusunda uzanan beşik tonozla örtülüdür. Duvarları iki sıra tuğla bir sıra taşla oluşan örgüyle gerçekleştirilmiştir.
Jamatonun batısına eklenen çan kulesinin alt kısmı üç gözlü revak şeklinde düzenlenmiştir. Bunun üzerindeki çan kulesi yıkılmıştır. Ortadaki iki sütunun başlıkları dikkat çekmektedir. İki yandan duvarlarla kapatılmış üç gözün üzerleri beşik tonoz örtülü¬dür.
ALBAYRAK ST. BARTHOLOMEUS KİLİSESİ
Başkale İlçesi’ne bağlı Albayrak Köyü’nde bulunmaktadır. Büyük Zap Vadisi’ne bakan bir tepe üzerine kurulmuş olan kilise ve jamaton aynı tarihte yapılmıştır. Mimari ve süsleme özelliklerine bakarak 13.-14. yüzyıllara tarihlendirilmektedir. Yapı daha sonra 1647-1655, 1760 ve 1877'de kapsamlı onarımlar geçirmiştir. Günümüze ulaşan şekil 17-19. yüzyıllardan kalmadır.
Doğu-batı doğrultusunda uzanan dikdörtgen bir alana oturmaktadır. Doğudaki kilise ile batıdaki jamaton bütün olarak ele alınmıştır. Batı cephenin ortasında anıtsal bir giriş yer almaktadır.
Üstten sivri kemerli bir alınlıkla vurgulanmış olan portal, dikdörtgen çerçeve içerisinde, köşelerden sütuncelerle sınırlandırılmış, sivri kemerli bir girinti teşkil etmektedir. Bunun ortasında basık ke¬merli kapı açıklığı bulunmaktadır.
Asıl portal girintisinin alınlık kısmında iki süvarinin mücadelesi kabartma olarak verilmiştir. Üstteki alınlıkta ise, tanrı ve melekler tasvir edilmiştir. Tanrı, altı meleğin taşıdığı bir tahtta oturur vaziyette verilmiştir.
Ayrıca Tanrı’nın omuzlarında güvercinler, ayaklarının altında aslan figürleri bulunmaktadır.Kare planlı jamaton, yanlardan karşılıkla atılmış dört kemer üzerine oturan çapraz tonozla örtülmüştür. Kemerler dışındaki örtü günümüzde yıkılmış durumdadır. Buradan bir kapı vasıtasıyla geçilen Kili¬se, merkezi kubbeli ve haç planlıdır. Doğudaki apsis beş kemerli olup, yanlarında papaz hücreleri yer almaktadır. Merkezi kubbe ve haç kollarının örtüleri yıkılmış olup, dıştan yüksek bir kasnak ve konik bir külahla vurgulandığı eski resimlerden anlaşılmaktadır.
Yapının tamamında düzgün kesme taş malzeme kullanılmıştır. Kiliseyle jamaton kısmının bütün olarak ele alınması yanında, batı cephedeki portalde yer alan figürlü plastik, yapının önemli yanlarını oluşturmaktadır.
YANAL (SORADİR)KİLİSESİ
Başkale'nin Yanal Köyü’nde bulunmaktadır. St. Ejmiacin adına yapılan kilise, 7.-9. yüzyıllara tarihlendirilmektedir.
Merkezi kubbeli, dörtlü yonca yaprağı planlıdır. Doğu ve batı kolları daha uzun tutulmuş kilisenin, orta mekanı karşılıklı ikişer kemerin kesişmesiyle oluşturulmuş kaburgalı bir kubbeyle örtülmüştür. Kubbe dışa, köşeleri pahlanmış kare biçiminde yüksekçe bir kasnakla yansıtılmıştır. Kilisenin kolları, içten yarım daire planlı, doğudaki apsis yuvarlağı ile batıdaki kol daha uzun tutulmuştur. Batıdaki kolun ortasına sivri kemerli bir kapı açılmıştır. Kuzey ve güneydeki kollar dışa beş kenarlı olarak yansıtılmıştır. Doğudaki kol, yanlarındaki hücreleriyle daha geniş bir cephe oluşturmaktadır. Hafif kırmızımtırak düzgün kesme taşlar yapıda kullanılmıştır.
DİĞER KİLİSELER
Van ve ilçelerinde bunlardan başka günümüze ulaşan bir çok kilise ve manastır yapısı mevcuttur. Eski Van'da Çifte Kilise; Erciş'te Salmanağa Kilisesi; Muradiye'de St. Etienne Kilisesi; Gevaş’ta Kırmızı Kilise, St. Tomas Manastırı ve Deveboynu Manastırı; Bahçesaray’da Aparank Manastırı, Dire Gele (St. Georges Kilisesi), St. Jacgues Kilisesi ve Andzghousts Kilisesi; Çatak’ta Elmalı Kilisesi ile Ziv, Hişet, Hiris ve Aşağı Hiris Kiliseleri; Gürpınar’da St. Merinos Kilisesi bunların başlıcalarıdır
MEDRESELER
HÜSREV PAŞA MEDRESESİ
Eski Van'da Hüsrev Paşa Külliyesi içerisinde, caminin kuzey tarafında yer almaktadır. Medrese'nin cami ile aynı tarihte yani 1567 yılında yapıldığı kabul edilmektedir.
Oldukça harap durumda olan medrese, 1996 yılında Prof. Dr. Abdusselam Uluçam başkanlığında başlatılan bazı kazı ve restorasyon çalışmaları sonucunda ortaya çıkarılmıştır. Avlunun etrafında ters U biçiminde sıralanan 16 medrese odalarından meydana gelmiştir. Birisi kuzey tarafta, diğer ikisi batı kanadın güney ve kuzey köşelerinde olmak üzere avluya girişi sağlayan bölümler yer almaktadır. Moloz taşlarla inşa edilmiş kare planlı medrese hücrelerinin üzeri kubbeyle örtülmüştür. Güneybatıdaki kapı, Paşa Kapısı olarak adlandırılmaktadır. Medrese odaları kare planlı ve üzerleri kubbeyle örtülüdür. Ayrıca güneybatı köşeye, caminin hizasına dershane yapılmıştır. Medrese odalarının önünde bugün yıkılmış olan ahşap revak kısımları ve avlunun ortasında bir şadırvan bulunmaktadır. Tamamında moloz taş malzeme kullanılmış olup, üst örtüleri ve duvarların büyük bir kısmı yıkılmış vaziyettedir.
HOŞAF HASAN BEY MEDRESESİ
Van'dan Hoşap'a girişte, yolun hemen kuzeyinde yer al¬maktadır. İnşa kitabesine göre, Mahmudi Hasan Bey tarafından 1563 yılında yaptırılmıştır. Avlulu, iki kanatlı medreseler grubundaki yapının güneyinde dışa beş kenarlı taşıntı yapan mescit kısmı yer almaktadır. Güneybatı köşesine türbe eklenmiştir.
Asimetrik planlı medresenin batısında üç, doğusunda beş oda yer almaktadır. Bu odaların üzerle¬ri beşik tonozla örtülü olup, dıştan düz toprak dam kaplıdır. Avludan birer kapıyla girilen odaların dışa açılan mazgal pencereleri mevcuttur. Cephelerinde düzgün kesme taş, iç kısımlarında ise, moloz taş malzeme görülmektedir. Süsleme unsuru bulunmamaktadır.
HOŞAF EVLİYA BEY MEDRESESİ
Hoşap'ın güneydoğusundaki Gevirhan Mezarlığı'nda bulunmaktadır. Mahmudi Evliya Bey tarafından XVII. yüzyılın 3. çeyreğinde yaptırılmıştır.
Avlunun doğu ve batısında sıralanan medrese odaları, güneydeki sekizgen mescit ile bunun doğu¬sundaki iki odadan meydana gelmiştir. Batıdaki üç oda dikdörtgen planlı ve beşik tonoz örtülüdür. Doğudaki üç odanın üst örtüleri yıkılmıştır. Tamamında moloz taş malzeme kullanılmış olup, süslemeye yer verilmemiştir.
PİZAN HÜSREV BEY MEDRESESİ
Başkale'nin Pizan (Örenkale) Köyü’nde bulunan medrese, kitabesine göre Hüsrev Bey tarafından 1653 tarihinde yaptırılmıştır.
Kuzeydoğu - güneybatı istikametinde kareye yakın dikdörtgen planlı yapı; avlulu, iki katlı ve iki kanatlı medreseler grubuna girmektedir. Revaklı avlunun gerisinde güneydoğu tarafta dört, kuzeybatıda ise üç oda yer almaktadır. Alt ve üst katlarda oda sayısı aynıdır. Kuzeybatı kanadın alt katındaki büyükçe mekan, mescid olarak düzenlenmiştir. Bunun güney tarafına verev biçimde mihrap nişi yerleştirilmiştir. Kuzeydoğu cepheye açılmış, sivri kemerli bir girinti içerisindeki kapıdan avluya girilmektedir. Kapı üzerinde kitabesi bulunmaktadır. Yapıda moloz taş malzeme görülmektedir. Herhangi bir süsleme mevcut değildir.
BAHCESARAY MİR HASAN VELİ MEDRESESİ
Bahçesaray'ın girişinde mezarlık içerisinde bulunan medrese, Mir Hasan Veli tarafından XVI. yüzyıl içerisinde yaptırılmıştır. Biri 1737, diğeri 1858 olmak üzere iki onarım kitabesi bulunmaktadır.
Yapının günümüze zemin kat hücreleri gelebilmiş, diğer kısımlar temel seviyesine kadar yıkılmıştır. Kareye yakın dikdörtgen bir alana oturan medreseye güney cephenin ortasına açılmış kapıdan girilmekte¬dir. Ortada bir giriş holü, bunun iki yanında büyükçe birer oda olduğu tahmin edilmektedir. Kuzeyde ise, dikdörtgen planlı, üzerleri beşik tonoz örtülü beş oda sıralanmaktadır. Bunlardan ortadaki üç tanesi sağlamdır. Kalan izlerden iki katlı olduğu anlaşılan yapı, moloz taş malzeme ile inşa edilmiştir.
GEVAŞ İZZETTİN ŞİR MEDRESESİ
Hişet Mahallesi’nde XIV-XV. yüyıllara tarihlenen camiinin kuzey tarafına sonradan eklenmiştir. Avlunun üç yanında ters U biçiminde dolanan med¬rese odaları sıralanmaktadır. Medresenin batı cephesi dışa taşıntı yapmaktadır. Buraya açılmış fazla derin olmayan bir taç kapıdan giriş eyvanı vasıtasıyla avluya geçilmektedir. Avlunun etrafında sıralanan odalar farklı ebatlarda olup, hepsi beşik tonoz örtülüdür. Kesme taş malzeme kullanılan yapıda, süslemeye yer verilmemiştir.
Batı cephedeki kapı, köşelerden sütuncelerle sınırlandırılmış sivri kemerli bir girinti içerisinde yer almaktadır. Basık kemerli açıklığın üzeri, iki taraftan yelpaze bingilerle daralan üçgen bir kavsara şeklinde düzenlenmiştir. Ortasına iki satırlık kitabe yerleştirilmiştir. Kitabe oldukça tahrip görmüş ve okunamayacak duruma gelmiştir. Kapı, yapının süsleyici unsurlarını üzerinde barındıran en önemli kısmıdır.
Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından onarımı yapılmış olup, günümüzde sağlam vaziyettedir.
KÜMBETLER ve TÜRBELER
GEVAŞ HALİME HATUN KÜMBETİ
Gevaş İlçesi’ndeki Selçuklu Mezarlığı'nın doğu tarafında bulunmaktadır. Giriş kapısı üzerindeki kitabesine göre Melik İzzeddin tarafından 1335 tarihinde, kızı Halime Hatun için yaptırılmıştır. Ustası Ahlatlı Pehlivan oğlu Esed'dir.
İki katlı inşa edilmiş kümbetin cenazeliği kare planlı olup, doğudaki kapısına merdivenle inilmektedir. Köşeleri pahlanmış kare kaide üzerine onikigen gövdeli olarak yapılmıştır. Üstten piramidal bir külahla örtülmüş kümbet, düzgün kesme taş malzeme ile inşa edilmiştir. Gövdenin kuzeyindeki cepheye taç kapı, diğer üç yöne pencereler açılmıştır. Aralardaki yüzeyleri üçgen nişler hareketlendirmektedir. Tüm cephelerde şeritler halinde ve madalyonlar şeklinde bitkisel, geometrik ve yazılardan oluşan süslemelere yer verilmiştir. Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından restore edilmiştir.
ERCİŞ ANONİM (ZORTUL) KÜMBETİ
Erciş'in Zortul Köyü yakınlarında tarlaların içerisinde yer almaktadır. Kitabesi olmadığından kim ta¬rafından ve kimin adına yapıldığı belli değildir. XV. yüzyıl. başlarında Karakoyunlular'dan önemli bir şahsiyet için inşa edildiği tahmin edilmektedir.
İki katlı kümbetin kare kaidesi ve bunun üzerinde onikigen gövdesi mecuttur. Üzeri piramidal bir külahla örtülmüştür. Gövdenin kuzey tarafına kapı, diğer yönlere pencereler açılmıştır. Aralarda kalan yüzeyler üçgen nişlerle hareketlendirilmiştir. Kümbet, üzerindeki figürlü bezemeleri ile dikkat çekmektedir. Çift başlı kartal, aslan ve kuş figürleri yer almaktadır. Bunlar yanında bitkisel benzemeler ve külahın altında yazı kuşağı bulunmaktadır.
ERCİŞ KADEM PAŞA HATUN KÜMBETİ
Erciş’in çıkışında yolun kenarında yer alan kümbet, kitabesine göre, 1458 yılında Karakoyunlu¬lar'dan Cihan Şah zamanında Büyük Emir Rüstem Bey tarafından Emir Yar Ali, Şah Mustafa, Şah Sevik, Şah Ali ve anneleri Kadem Paşa Hatun için yaptırılmıştır.
İki katlı, onikigen gövdeli ve piramidal külahlı kümbet düzgün kesme taş malzemeyle inşa edilmiş¬tir. Kuzey cepheye sivri kemer formunda çerçeve içerisine kapı yerleştirilmiştir. Aralardaki yüzeylere üçgen nişler, diğer ana yönlere pencereler açılmıştır. Günümüzde sağlam durumdadır.
HÜSREV PAŞA KÜMBETİ
Eski Van'da Hüsrev Paşa Külliyesi içerisinde yer almaktadır. Cami doğu cephesinin güney tarafında bulunmaktadır. Hüsrev Paşa'nın 1588'de ölümü üzerine Mardinli Mimar Abdullah oğlu Şaban'a yaptırılmıştır. 1992 yılında Vakıflar Genel Müdürlüğü ta¬rafından onarılmıştır.
Tek katlı olarak düzenlenmiş kümbet, içten ve dıştan altıgen planlıdır. Üzeri piramidal bir külahla örtülüdür. Düzgün kesme taş malzemeyle inşa edil¬miş kümbetin cepheleri, üç dilimli kemer alınlıklı kapı ve pencerelerle hareketlendirilmiştir. Kuzeydoğu yüzeyinin önünde bulunan iki sütunla taşınan kubbeli giriş kısmı yıkılmıştır. Yüzeylerinde çeşitli bitkisel ve geometrik süslemeler bulunmaktadır.
HOŞAB HASAN BEY TÜRBESİ
Hasan Bey Medresesi’nin güneybatı köşesine 1585 yılında, medresenin bir odası kaldırılmak suretiyle, mescit kısmına bitişik olarak inşa edilmiştir. Hasan Bey'in Tebriz'de şehit düşmesi üzerine naaşı Hoşap'a getirilerek bu türbeye gömülmüştür.
Medresenin avlusuna açılan bir kapı ile girilen türbe, tek katlı kare planlı ve üzeri kubbe ile örtülü¬dür. Günümüzde üst örtüsü tamamen yıkılmıştır. Düzgün kesme taş malzemeyle inşa edilmiş türbenin güney ve batı cephelerine açılmış pencereleri bulunmaktadır. Ayrıca bunların kenarlarında geometrik süslemeler yer alır.
HOŞAB SÜLEYMAN BEY KÜMBETİ
Hoşap'da Gevirhan Mezarlığı'nın güneydoğusunda bulunmaktadır. Kaleyi yaptıran Süleyman Bey tarafından XVII. yüzyıl ortalarında yaptırıldığı tahmin edilmektedir.
Eğimli bir arazide kurulmuş yapı, kuzeyden kare bir kaide ile yükseltilmiştir. Tek katlı, dıştan sekizgen, içten daire planlı kümbet, düzgün kesme taş malzeme ile inşa edilmiştir. Üst örtüyü teşkil eden dıştaki külahın tamamı, içteki kubbenin ise, yarısına yakın kısmı yıkılmıştır. Kuzey cephedeki kapı, dıştan mukarnaslı içten geometrik geçmeli bir çerçeve içerisine alınmıştır. Sivri kemer alınlıklı bir düzenleme göstermektedir. Diğer üç yöne farklı formlarda pencereler açılmıştır.
ÇALDIRAN KÜBİK KÖYÜ KÜMBETLERİ
Çaldıran İlçesi’ne bağlı Kübik Köyü’nün 5 km. uzağında mezarlık içerisinde bulunmaktadır. Kitabesi bulunmayan yapıların XVII. yüzyıl, ortalarında inşa edildikleri tahmin edilmektedir.
Kuzey ve güneyde birbirine yakın yapılmış tek katlı, iki kümbetten kuzeydeki sekizgen, güneydeki dokuzgen gövdelidir. Dış kaplamaları sökülmüş kümbetler, oldukça harap vaziyettedir.
BAŞKALE PİZAN(Örenkale) TÜRBELERİ
Pizan'ın kuzey yamacında yanyana iki türbeden oluşmaktadır. Aşağı Türbe ve Yukarı Türbe ola¬rak adlandırılmaktadır. XVII. yüzyıl ortalarında inşa edilmiş olan türbeler, tek katlı kare planlı, üzerleri kubbe ile örtülüdür. Her iki türbe, düzgün kesme taş malzemeyle inşa edilmiş olup, içlerinde kime ait oldukları mezartaşlarıyla belirlenmiş olan mezarlar bulunmaktadır. Özellikle Aşağı Türbe’de Pizan Beyleri'ne ait mezarlar bulunmaktadır.
ESKİ VAN İKİZ KÜMBETLER
Eski Van sur duvarları dışında Kaya Çelebi Camisi'nin güneybatısında Orta Kapı Mezarlığı'nın içe¬risinde yer almaktadır. Kümbetlerden biri 1789 yılında ölen Van Beylerbeyi Teymur Paşa'ya, diğeri 1796 yılında ölen kardeşi Ahmet Paşa'ya aittir.
Her ikisi de sekiz sütunla oluşturulmuş, baldeken tarzda inşa edilmiştir. Sekizgen bir kaideye oturan sütunlar sivri kemerlerle birbirine bağlanmıştır. Üzerleri sivri kemerlere oturan piramidal birer külahla örtülmüştür. Yapıların zeminleri taşa döşeli olup, sanduka yoktur. 1992 yılında Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından onarımları yapılmıştır.
ABDURRAHMAN BABA KÜMBETİ
Van Kalesi'nin kuzeydoğusunda, Analı Kız açık hava tapınağının altında yer almaktadır. Caminin kuzeybatı köşesindeki kümbetin XIX. yüzyılın ilk yarısında yapıldığı tahmin edilmektedir. Tek katlı, sekizgen gövdeli piramidal külahlıdır. Düzgün kesme taş malzemeyle inşa edilmiş yapı, son yıllarda cami ile birlikte yenilenmiştir. Manevi şahsına hürmeten Van'ın önemli ziyaret yerlerinden birini teşkil etmektedir.
GALİP PAŞA KÜMBETİ
Abdurrahman Gazi Kümbeti'nin hemen yanında yer almaktadır. XIX.yy'da yapıldığı tahmin edilen yapı, Galip Paşa adına yapılmıştır. Diğerine göre daha küçük tutulmuş, tek katlı sekizgen gövde¬li ve piramidal külahlıdır. Düzgün kesmetaş malzemeyle inşa edilmiş olup, sadedir.
KAYNAK:VAN VALİLİĞİ RESMİ SİTESİ